Barselona ve Gaudi birbiriyle özdeşleşen iki isim...
Gaudi isminin güzelleştirdiği Barselona hakkında konuşulduğunda Antoni Gaudi ve Gaudi eserlerinden bahsetmemek olmaz.
İspanya'nın dünyaca ünlü şehri Barselona'yı duymayan yoktur. Barcelona deyince aklına Gaudi gelmeyen biri düşünebilir misiniz? Elbette hayır. Barcelona turu yaparken hemen her yerde Gaudi'nin eserlerini görebilir, onun akımına kapılmış mimarileri dakikalarca izleyebilirsiniz.
Gaudi kimdir diye merak edenlerin bilmesi gereken birkaç şey; 19. ve 20. yüzyıl başlarında Barselona'nın şehir mimarisine yön veren şehrin ünlü mimarı Anton Gaudi 1852 yılında dünyaya geldi. İlk tasarımları geleneksel Katalan mimarisi ile Gotik tarzın sentezinden doğan Art Nouveau hareketinden oluşuyordu. Bu akımdan Gaudi'yı ayıran şey ise kendi tarzını şehrin mimarisine eklemeyi başarabilmiş olmasıydı.
İnşa ettiği mimari eserlerinde dini temaları farklı bir bakış açısıyla yorumlayan Gaudi "Tanrı'nın Mimarı" olarak anılıyor ve bugün birçok Gaudi eseri Unesco Dünya Mirası Listesi'nde yer alıyor. Hepimizin bildiği ve mimarın en ünlü eseri La Sagrada Familia sadece Barselona'nın değil İspanya turları ile ülkenin en çok ziyaret edilen anıtı oluyor.
Gaudi Nasıl Öldü?
Barselona şehriyle özdeşleşmiş olan Antoni Gaudi'nin ölümü ile ilgili birçok hikaye bulunmaktadır. Bunlardan ilki, mimar La Sagrada Familia'nın yapım aşamasında esere bakmak için geri geri gittiğinde arkasından gelen treni fark edemiyor var tren kazası sonucu ölüyor.
Bir diğer hikaye ise, 1926 yılında mimar kiliseye giderken caddede bir trafik kazası geçiriyor, bilincini kaybediyor ve insanlar onu bir dilenci zannederek hastaneye götürüyorlar fakat ağır bir yara almış olan Gaudi bu yaralarından ötürü hayatını kaybediyor.
Gaudi'nin tüm eserlerini görmeden Barselona'da tur yapmış sayılmazsınız. Şehrin mimari kimliği hakkında izlenimler edineceğiniz Barselona'da Gaudi turu için rehber niteliğinde olabilecek bir yazı hazırladık. İşte görmeden dönmemeniz gereken Barselona'daki Gaudi eserleri:
La Sagrada Familia
Bitmeyen Kilise olarak tanımlanan ve Gaudi'nin eserleri arasında belki de en ünlüsü olan La Sagrada Familia, 100 yıldan daha uzun bir süredir yapım aşamasında. 1882'de yapılmaya başlanan bu mimarinin 2030 yılında bitirilmesi planlaniyordu.
Mimar Gaudi dindar biriydi ve zamanının büyük çoğunluğunu özellikle son 10 yılını bu kilise üzerinde çalışarak geçirdi. İnsan, doğa ve dinin etkilerini birleştirdiği bu mimariyi gördüğünüzde etkileneceğinize eminiz.
Barselona turları ile kiliseyi detaylı olarak gezmeye karar verdiğinizde ya uzman bir rehber eşliğinde ya da sesli rehber hizmetini satın alarak mimarinin geçmişi ve yapımı hakkında mutlaka bilgilenmenizi tavsiye ediyoruz. Sesli bir rehber, kilisenin tarihini ayrıntılı olarak ele aldığından denemeye değer.
Kilise İçindeki Renk Danslarına Bayılacaksınız
La Sagrada Familya'yı ziyaret için ya sabah erken saatlerde ya da öğleden sonra gün batımında gitmelisiniz. Kilisenin duvarlarındaki ve kubbe bölümündeki renkli camlar sayesinde gün ışığı aldığı andan itibaren mimarinin içi rengarenk oluyor ve adeta bir renk dansı şovu izlemiş oluyorsunuz.
Sokak Lambalarında Gaudi: Placia Real and Pla del Palau
Gaudi, okuldan mezun olduktan sonra belediye meclisi isteği üzerine şehir içi sokak lamba tasarımlarını yaptı. Mezuniyet sonrası ilk işi ve kazandığı ilk maaşı sokak lambaları için olmuştu. Üç ve altı kollu sokak lambaları tasarlayan ünlü mimar, bunları kanatlı bir kaskla taçlandırdı.
Barselona'nın ticari gücünün simgesi olan bu şehir lambaları dökme demir ve mermerden yapılmıştı. Birçoğu günümüze ulaşmasa da bugün bu lambaların örneklerinden birkaç tanesini Placia Real and Pla del Palau Caddeleri'nde görebilirsiniz. Placia Real, La Rambla'nın hemen çıkışında. Halka açık bir meydanda bulunuyor, dolayısıyla 7/24 erişilebilir ve ücretsizdir.
Gaudi'nin Restoresi: Casa Batllo
1900'lü yılların başında Antoni Gaudi tarafından restore edilen Casa Batllo üzerinde mimar, 2 yıl boyunca aralıksız çalıştı. Dış, ana kanat ve çatıyı tamamen yenileyen Gaudi, dalgalı bir şekil verdiği bu binanın dışına da adeta imzasını atmış gibidir.
Mimarisinde izi olan eserleri arasında en dikkat çekicilerinden biri olan Casa Batllo'da da Art Nouveau tarzı mimariden etkilenilmiştir. Bu bina, Barselona'nın Eixample bölgesinde bulunuyor.
Binanın dış cephesinde, yakında bulunan bir cam mağazasına ait çöplükten toplanan kırık seramik karolar kullanılmış ve bu şekilde mozaik bir dizayn verilerek kaplanmıştır. Binanın çatısı ise kemerli olarak tasarlanmış ve bir ejderhanın arkasına benzetilmiştir. Burası da seveceğiniz Gaudi eserlerinden biri olacak.
Gaudi'nin Patronu İçin Tasarladığı: Palau Guell
1886 ve 1888 yılları arasında Gaudi, kendi patronu Eusebi Güell için La Rambla dışında yer alan Palau Guell yani Guell Sarayı'nı inşa etmiştir. Dönemin yüksek sosyetesi için özel olarak dizayn edilen bir ana odası bulunan binanın diğer odaları da bu salon etrafından merkezilendirilerek tasarlanmıştır.
Ana salon ya da diğer bir deyişle ana parti odası, gökyüzü gece boyunca tavanda asılıymış gibi duran ve yıldızların ışıklarını içeri yansıtan küçük deliklerin olduğu yüksek bir tavana sahip. Tavanın üstünde ise renkli ağaçlara benzeyen bacalar bulunuyor. Kimilerine ürpertici gelse de bu mimari tarzı hem farklı hem de eğlencelidir.
Bir Dünya Mirası: Park Guell
Bir park düşünün ki 45 dönüm içerisinde, rengarenk ve 1900'lü yılların başında ünlü bir mimar tarafından tasarlanmış olsun. Park Guell, Barselona şehrindeki en popüler parktır. Bir belediye bahçesine dönüştürülen ve şimdi Unesco Dünya Mirasları listesinde olan Parc Guell'in en yoğun ve merkezi noktası, deniz yılanına benzetilen banklarla çevrili bölgesidir.
Katalan milliyetçiliğinin tüm sanatsal unsurlarını eserlerinde kullanan Gaudi, bu parkta esinlendiği mimaride de eski şiir ve mistisizmi birlikte kullanmıştır. La Sagrada Familia'nın hemen yanında olan bu parkı ziyaret etmeniz son derece kolay ve rahattır. Parktaki renkliliği görünce enerjiyle dolacağınıza eminiz.
1900 Yılının En İyi Binası: Casa Calvet
Barselona'nın Eixample bölgesinde bir tekstil üreticisi için inşa edilen Casa Calvet'in inşaası 1898-1900'lü yıllar arasında tamamlanıyor. Gaudi eserleri içinde en geleneksel olanı bu binadır. Çevresinde eski yapılar olması ve şehrin en güzel bölümlerinden birinde yer alması nedeniyle klasik bir mimari tercih edilmiştir.
Gaudi için eserlerini planlarken bir evin simetrisi, dengesi ve düzenli ritmini genelde sıra dışı olarak ayarlar. Buradaki mimaride de üstteki eğriler ve girişteki çıkıntılar modernist unsurlardır. 1900 yılında Barselona'daki Kent Konseyi'nden en iyi bina ödülünü kazanan bu yapı mitolojik ve doğal motifleri de barındırıyor.
Carrer de Casp 48. nolu adreste binayı inceleyebilirsiniz ancak bu özel bir mülkiyet olduğu için izin verilmediğinden sadece binanın dışından fotoğraf çekmek için uğramanız yeterlidir.
Gaudi'nin İlk Önemli Eseri: Casa Vicens
Mimarın 1883 ve 1888 yılları arasında inşa ettiği ilk önemli eseri olan Casa Vicens, kırmızı tuğlalar, dama tahtası ve damalı taş ile çiçek desenlerinde renkli seramik fayanslar kullanılarak üretilmiş bir dizayndır. Binanın sahibi bir tuğla ve kiremit fabrikası sahibi olduğu için seramik karolarla yapılan bu mimariye çok saygı duydu ve çok beğendi.
Ortadoğu ve Uzakdoğu etkisine sahip olan bu çalışma, Gaudi'nin de oryantalist dönemine denk gelen çalışmalarından biridir. Diğer eserlerinden çok farklıdır. Bu mimariyi dilediğiniz zaman görebilirsiniz. Her gün 10:00 - 17:00 saatleri arasında ufak bir ücret ödeyerek binanın içini gezebilirsiniz.
Karlı Bir Dağ Gibi: Casa Mila
1906-1910 yılları arasında Casa Mila için çalışan Gaudi, binayı kalker taşından inşa etmiştir. Binanın bir diğer adı La Pedrera'dır. Buradaki tasarımda Gaudi'nin amacı binaya karlı bir dağ görüntüsü verebilmekti. Casa Mila'yı manevi bir sembol olması için de tasarlayan Gaudi, binanın dizaynında bazı dini unsurları ve heykelleri de kullanmıştır. Bina, 1980'lerin sonunda restore edilerek bu dini unsur havasından biraz uzaklaşılmıştır.
Günlük ve gecelik rehberli turlarla burayı da dilediğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz. Ziyaret saatleri ve ücreti için önceden bilgi almanızı öneririz.
Ciutadella Parkı'ndaki Cascada Çeşmesi
1873 yılında hala bir öğrenciyken tasarımına yardımcı olduğu Cascada Çeşmesi Gaudi'nin öğrencilik yıllarında da şehrin tasarımında etkin bir rol oynadığını gösteriyor. 1873 ile 1882 yılları arasında tasarlanan bu eser Barok tarzında dizayn edilmiştir. Parkta sadece bu çeşmeyi izleyip huzurla dolmak için gelenler bile bulunuyor. Bunun diğer çalışmalarından ne kadar farklı olduğunu bu parkı ziyaret ettiğinizde göreceksiniz. Park her gün 10:00 ile 22:00 saatleri arasında açık ve ziyaret ücretsizdir.
Tasarım Harikası Bir Manastır: College of Saint Teresa
Her ne kadar bir kale gibi görünse de burası Aziz Teresa için tasarlanmış bir manastır binası. Gaudi devreye girdiğinde proje başlamış durumdaydı ancak stilini ve kişisel yorumlamasını bu binaya katmak isteyen Gaudi, vizyonunu daha iyi yansıtabilmek için planlarda bazı değişiklikler yaptı ve ortaya bugünkü haliyle bu etkileyici manastır binası çıktı.
Ortaçağ Kalesi Gibi: Bellesguard Tower
Casa Figueras olarak da bilinen Bellesguard Kulesi, 1900-1909 yılları arasında Gaudi tarafından yaptırılmıştır. İkinci bir ev olarak inşa edilen bu kule görüntüsüyle ve siperleri ile tam bir Ortaçağ kalesi görünümündedir. Klasik Gotik mimari tarzına modernist bir yaklaşım getiren Art Noveaux figürleri de kule içinde kullanılmıştır. Salı ve Pazar günleri arasında açık olan bu kaleyi ziyaret etmek isterseniz saatler ve ücreti konusunda bilgi almanızı öneririz.
