Akdeniz’in kalbinde, her biri bambaşka bir dünyanın kapılarını aralayan üç efsanevi durak... Bir yanda eğlencenin, özgürlüğün ve bohem yaşamın dünya başkenti Ibiza; diğer yanda vahşi doğası, sarp dağları ve turkuaz koylarıyla "Güzellik Adası" Korsika; ve nihayet sanatın, tarihin, şarabın ve estetiğin yeryüzündeki cenneti Toskana.
Bu üç destinasyon, genellikle ayrı ayrı birer tatil planı olsa da, Akdeniz’in batı yakasını keşfetmek isteyen gezginler için muazzam bir "altın rota" oluşturur. İspanya’nın ateşini, Fransa’nın asiliğini ve İtalya’nın romantizmini tek bir hikayede birleştiren bu yolculuk, sıradan bir tatilden çok daha fazlasını vadediyor.
Akdeniz Üçlemesi: Eğlence, Vahşi Doğa ve Rönesans’ın İzinde Ibiza, Korsika ve Toskana
Mavi yolculuk denince akla gelen klasik rotaları unutun. Bu kez rotamız, Akdeniz’in en karakteristik, en zıt ama birbirini en iyi tamamlayan üç bölgesine çevriliyor.
Güneşe ve müziğe doyacağınız Ibiza, doğanın el değmemişliğine şahit olacağınız Korsika ve ruhunuzu sanatla, damağınızı şarapla şımartacağınız Toskana. Bu üçlü, Akdeniz yaşam tarzının (Mediterranean Lifestyle) en saf halini sunar. İster lüks bir cruise gemisiyle liman liman gezin, ister bu bölgeleri birleştiren bir uçak/feribot kombinasyonu yapın; yaşayacağınız deneyim hayatınızın en renkli anılarına dönüşecek.
Gelin, bu üç Akdeniz güzelini yakından tanıyalım.
Beyaz Ada'nın İki Yüzü: IBIZA (İspanya)
Ibiza denince akla ilk gelen imaj bellidir: Sabahın ilk ışıklarına kadar süren partiler, dünyaca ünlü DJ’ler ve hiç uyumayan bir gece hayatı. Evet, Ibiza eğlencenin dünya başkentidir; ancak bu adaya sadece "parti adası" demek, ona yapılan en büyük haksızlık olur. Ibiza, aynı zamanda UNESCO Dünya Mirası listesindeki tarihi, turkuaz koyları ve "hippy" ruhuyla Akdeniz’in en özel köşelerinden biridir.
Dalt Vila: Tarihin Zirvesi
Adanın başkenti Eivissa’da (Ibiza Town) bulunan Dalt Vila (Yukarı Şehir), devasa surlarla çevrili bir orta çağ labirentidir. Arnavut kaldırımlı dik yokuşları tırmandığınızda, begonvillerle süslü bembeyaz evlerin arasından Akdeniz’in sonsuz maviliğini izleyebilirsiniz. Burası, adanın sakin, romantik ve tarihi yüzüdür. Akşamüzeri surların içindeki butik restoranlarda bir sangria içmek, Ibiza’nın gürültüsünden uzak, huzurlu bir deneyim sunar.
Turkuazın Elli Tonu: Ibiza Plajları
Ibiza’nın plajları (Cala), Karayipler’i aratmayacak güzelliktedir.
Cala Comte: Gün batımının en güzel izlendiği, kristal berraklığındaki sularıyla ünlü plaj.
Cala Salada: Çam ormanlarının denize indiği, teknelerin uğrak noktası olan doğal havuz.
Ses Salines: Adanın en popüler, en "gör ve görün" plajı. Ünlü beach club’lar buradadır.
Gizemli Es Vedra: Adanın güneybatısında denizden yükselen devasa bir kaya parçası olan Es Vedra, manyetik alanıyla ve hakkındaki efsanelerle (Atlantis’in ucu olduğu söylenir) ünlüdür. Bu manzaraya karşı günü batırmak spiritüel bir deneyimdir.
Bohem Ruh ve Gece Hayatı
Adanın kuzeyi, 1960’lardan beri buraya yerleşen sanatçıların ve hippilerin bölgesidir. Las Dalias Hippy Market, el yapımı takılar, beyaz keten elbiseler ve deri ürünler bulabileceğiniz renkli bir pazardır. Ve tabii ki gece hayatı... Pacha, Ushuaïa veya Amnesia gibi kulüpler, sadece birer disko değil, görsel şovların ve müziğin zirve yaptığı eğlence tapınaklarıdır.
Denizin Ortasındaki Dağ: KORSIKA (Fransa)
Ibiza’nın hareketliliğinden sonra rotamız kuzeye, Fransa’nın asi çocuğu Korsika’ya (Corse) çevriliyor. Fransız toprağı olmasına rağmen İtalyan kökenli bir kültüre sahip olan bu ada, "Ile de Beauté" (Güzellik Adası) lakabını sonuna kadar hak eder. Korsika, Akdeniz’in en yeşil, en dağlık ve en vahşi adasıdır.
Napolyon’un Doğduğu Şehir: Ajaccio
Adanın başkenti Ajaccio, tarihin en büyük komutanlarından Napolyon Bonapart’ın doğum yeridir. Şehirde adım başı Napolyon heykellerine, onun adını taşıyan caddelere ve doğduğu eve (Maison Bonaparte) rastlarsınız. Pastel renkli binaları, palmiyeli yolları ve Fransız Rivierası’nı andıran şıklığıyla Ajaccio, adanın en şehirli yüzüdür.
Bonifacio: Uçurumun Kenarındaki Şehir
Korsika’nın güney ucundaki Bonifacio, belki de tüm Akdeniz’in en dramatik manzarasına sahiptir. 70 metre yüksekliğindeki kireçtaşı kayalıkların (falezlerin) tepesine, adeta boşluğa sarkacakmış gibi inşa edilen bu orta çağ şehri, görenleri hayrete düşürür. Limandan kalkan teknelerle kayalıkların altındaki mağaraları gezmek ve şehre denizden bakmak, Korsika seyahatinin zirvesidir.
Vahşi Doğa ve Calanques de Piana
Korsika’yı diğerlerinden ayıran şey doğasıdır. UNESCO Dünya Mirası olan Calanques de Piana, rüzgar ve denizin aşındırdığı kızıl renkli granit kayalıkların oluşturduğu gerçeküstü bir manzaradır. Ayrıca ada, Avrupa’nın en zorlu yürüyüş rotası olan GR20’ye ev sahipliği yapar. Denizi ise Maldivler’i kıskandırır; özellikle Palombaggia ve Santa Giulia plajları, beyaz kumları ve sığ sularıyla ünlüdür.
Korsika Mutfağı
Korsika mutfağı, Fransız zarafeti ile İtalyan doyuruculuğunun karışımıdır. Adanın dağlarında yetişen yaban domuzlarından yapılan şarküteri ürünleri, kestane unundan yapılan tatlılar ve yerel Brocciu peyniri mutlaka tadılmalıdır.
Rönesans’ın Beşiği: TOSKANA (İtalya)
Denizden karaya, adadan yarımadaya geçiyoruz. Rotanın finali, dünyanın en çok fotoğraflanan kırsal manzaralarına ve sanat tarihinin en önemli şehirlerine ev sahipliği yapan İtalya’nın Toskana (Toscana) bölgesi. Burası, insan elinin doğayla en uyumlu çalıştığı yerdir.
Sanatın Başkenti: Floransa (Firenze)
Toskana’nın kalbi Floransa, bir açık hava müzesidir. Livorno limanından kolayca ulaşılabilen bu şehir, Rönesans’ın doğduğu yerdir.
Duomo: Brunelleschi’nin devasa kubbesiyle şehrin silüetini belirleyen katedral.
Uffizi Galerisi: Botticelli, Michelangelo ve Da Vinci’nin eserlerini barındıran dünyanın en önemli sanat müzelerinden biri.
Ponte Vecchio: Arno Nehri üzerindeki, kuyumcularla dolu tarihi köprü. Floransa’da her sokak, her bina bir sanat eseridir. Michelangelo’nun Davut heykelinin karşısında durmak veya Signoria Meydanı’nda yürümek, tarihin içinde kaybolmaktır.
Orta Çağ’ın İzinde: Siena ve Pisa
Toskana sadece Floransa’dan ibaret değildir.
Pisa: O meşhur Eğik Kule’yi (Leaning Tower of Pisa) "tutuyormuş gibi" fotoğraf çektirmek bir turist klasiğidir. Ancak Pisa Katedrali ve Vaftizhanesi de mimari açıdan muazzamdır.
Siena: Floransa’nın ezeli rakibi. Yelpaze şeklindeki Piazza del Campo meydanı ve her yıl düzenlenen Palio at yarışlarıyla ünlüdür. Siena’nın kiremit rengi sokakları, orta çağ atmosferini en iyi koruyan yerlerdendir.
Val d’Orcia: O Meşhur Manzara
Toskana denince aklınıza gelen o servi ağaçlı yollar, tepeye kurulmuş taş çiftlik evleri ve uçsuz bucaksız üzüm bağları... İşte orası Val d’Orcia bölgesidir. Chianti bölgesindeki bağlarda şarap tadımı yapmak, Pienza’da pecorino peyniri yemek ve Montalcino’nun şato manzarasına karşı gün batımını izlemek, Toskana’nın ruhunu hissetmektir.
Toskana Mutfağı: Basit ve Muhteşem
İtalyan mutfağının en saf hali buradadır. "Bistecca alla Fiorentina" (Floransa usulü T-bone steak), taze makarnalar (Pici), trüf mantarlı lezzetler ve tabii ki Chianti şarapları... Toskana’da yemek yemek, karın doyurmak değil, bir ritüeldir.
Neden Bu Üçlü Rota?
Ibiza, Korsika ve Toskana rotası, Akdeniz’in "Best of" (En İyiler) albümü gibidir.
Çeşitlilik: Ibiza’da enerjinizi atar, Korsika’da doğayla baş başa kalır, Toskana’da ruhunuzu sanatla beslersiniz. Tekdüze bir tatil değil, her gün farklı bir duygu yaşarsınız.
Gastronomi: İspanyol tapasları, Fransız peynirleri ve İtalyan makarnaları... Dünyanın en iyi üç mutfağını tek seyahatte deneyimlersiniz.
Görsellik: Beyaz badanalı Ibiza evlerinden, Korsika’nın kızıl kayalıklarına ve Toskana’nın yeşil tepelerine uzanan renk paleti, fotoğrafçılar için bir cennettir.
