Malezya: Asya’nın Gerçek Özeti
Sloganları olan "Malaysia, Truly Asia" (Malezya, Gerçek Asya) lafı boşuna değildir. Burası, Asya’nın en büyük üç etnik grubunun (Malaylar, Çinliler ve Hintliler) barış içinde yaşadığı, her sokağında farklı bir tapınağın, caminin veya kilisenin görüldüğü bir kültür laboratuvarıdır.
Yolculuğun başkenti Kuala Lumpur, Asya’nın en hızlı gelişen metropollerinden biridir. Şehrin silüetine damgasını vuran ve bir zamanlar dünyanın en yüksek binası olan Petronas İkiz Kuleleri, çelik ve camın İslam mimarisi motifleriyle işlendiği bir şaheserdir. Kulelerin hemen altındaki devasa parklar ve lüks alışveriş merkezleri modern yaşamı simgelerken, şehrin hemen kıyısındaki Batu Mağaraları (Batu Caves) sizi bambaşka bir dünyaya götürür. Kireçtaşı kayalıklarının içine oyulmuş bu Hindu tapınağına ulaşmak için çıkılan 272 renkli basamak ve girişteki devasa altın Murugan heykeli, Kuala Lumpur’un en ikonik görüntüsüdür.
Malezya sadece başkentten ibaret değildir; ülkenin yemek başkenti olarak bilinen Penang Adası, UNESCO Dünya Mirası listesindeki George Town şehriyle ünlüdür. Burada, sömürge dönemi binalarının duvarlarına çizilmiş sokak sanatlarını (mural) keşfederken, Çin ve Hint mutfağının en lezzetli sokak yemeklerini tadabilirsiniz. Doğaseverler içinse rota, efsaneler adası Langkawi’ye çevrilir. Denizin ortasından gökyüzüne yükselen teleferiği (SkyCab) ve ormanın üzerine kurulmuş kavisli köprüsü (SkyBridge) ile Langkawi, tropikal bir cennetin tanımıdır. Malezya, gelişmiş altyapısı, yemyeşil yağmur ormanları ve kültürel çeşitliliğiyle konforlu ama egzotik bir deneyim sunar.
Vietnam: Direnişin ve Doğanın Destanı
Malezya’nın düzenli yapısından Vietnam’a geçtiğinizde, sizi önce muazzam bir enerji ve bitmek bilmeyen bir motosiklet trafiği karşılar. Vietnam, savaşın izlerini silmiş, genç nüfusuyla geleceğe koşan ama geleneklerine sıkı sıkıya bağlı bir ülkedir.
Kuzeyin başkenti Hanoi, bin yıllık tarihi, daracık sokakları ve "Eski Mahalle" (Old Quarter) bölgesindeki kaosuyla büyüleyicidir. Burada, Fransız sömürge döneminden kalma sarı binaların altında, kaldırıma atılmış taburelerde oturup meşhur yumurtalı kahveyi (Egg Coffee) içmek bir ritüeldir. Hanoi’den kısa bir yolculukla ulaşılan Halong Körfezi (Halong Bay) ise dünyanın en etkileyici doğa harikalarından biridir. Zümrüt yeşili denizin içinden fışkıran binlerce kireçtaşı adacığı arasında yapılan bir tekne turu, sisli ve mistik atmosferiyle sizi bir film sahnesinde hissettirir.
Ülkenin orta kesiminde yer alan Hoi An, Vietnam’ın en romantik durağıdır. Geceleri yüzlerce renkli fenerle aydınlatılan nehir kıyısı, sarı badanalı evleri ve araç trafiğine kapalı tarihi merkeziyle zamanın durduğu yerdir. Hoi An aynı zamanda terzileriyle meşhurdur; burada bir gün içinde ölçülerinize göre bir takım elbise veya elbise diktirebilirsiniz. Güneye, eski adıyla Saygon yeni adıyla Ho Chi Minh City’ye indiğinizde ise Vietnam’ın modern yüzüyle karşılaşırsınız. Ancak burası aynı zamanda Vietnam Savaşı’nın en çarpıcı izlerini taşır. Savaş Kalıntıları Müzesi ve Vietnamlı gerillaların yaşadığı yeraltı tünelleri (Cu Chi Tünelleri), insanlık tarihine ve bir milletin direnişine tanıklık etmek için mutlaka görülmesi gereken yerlerdir.
Malezya ve Vietnam Arasındaki Seyahat Köprüsü
Bu iki ülke, birbirini tamamlayan zıt kardeşler gibidir. Malezya’da baharatlı körilerin ve modern gökdelenlerin tadını çıkardıktan sonra, Vietnam’da "Pho" çorbasının sadeliğine ve doğanın vahşi güzelliğine geçiş yapabilirsiniz.
Her iki ülke de tropikal iklim kuşağında yer aldığı için yılın her dönemi gidilebilir ancak muson yağmurlarına dikkat etmekte fayda vardır. Malezya Türk vatandaşlarına tamamen vizesizken, Vietnam (son düzenlemelerle) Türk vatandaşlarına E-vize kolaylığı sağlamaktadır. Uçakla birbirine sadece 2 saatlik mesafede olan bu iki destinasyon, Asya’yı tek bir pencereden değil, geniş bir perspektiften görmek isteyenler için mükemmel bir rotadır.
